18 Mart 2010 Perşembe

Gece bitmeden, değerli E.' nin de isteğiyle son bir girdi yapalım istiyorum. Girdi konumuz Halit Ziya Uşaklıgil'in ölümsüz eseri...

Ben bu çeşit dizilerde hep biraz daha geridekilerin psikolojilerini merak ederim, hani olur a senarist bu geridekilerin hallerine dönse ne olurdu? Bülent mesela. Ablasının gölgesinde yaşamıyo mu sizce de biraz! Hem bi de Behlül baskınlığı, Behlül'ü rol model alma çabaları. Onun parfümünü sıkma, t-shirtünü giyme, saçlarını onun gibi kestirme falan. Daha ağır şeyler yaşadığından eminim, fazla gölgeli-palmiye altı bi hayat gibi duruyo. Gölgede güneşlenirken bronzlaşma çabası gibi geliyo bana bu haller. Bülent başarısız, sosyal fobik, internet bağımlısı olan, mutsuzluğu garantilemiş, bastırılmış şiddeti hoşgörüyle harmanlaması öğretilmiş bayağı bi çocuğa dönüşürse benim için heyecan o zaman başlar. Boşverin Bihter'i, Firdevs'i, Behlül'ü. Gayet açık değil mi her şey! Peyker bile duştan akmayan pudrayla çıkıyo. Peyker yani. Olmadı ki Peykerim!


Bülent'in olası feveranı ve vereceği tepkileri de sıralamak istiyorum, yüksek müsadelerinizle:

-Bihter, Firdevs Hanım! Hayat Ferre defilesi değil, sabah akşam kokonaizm. Yeter daha önemli şeyler var bu hayatta!
-Baba, bu ay 850 gb film indirdim. Torrentin *mına koydum valla biliyon mu! Bana 3 yeni laptop siparişi daha ver, hadi ben odaya kaçtım baboli.
-Behlül la, çapkınlığa çıkak mı? Çevren karı kız dolu. Sen rica etsen benle yatarlar. Ben kimseye diyemiyom, canım çekiyo o işi diye. Bi yardım et be Behlülüm, dalyanım.



P.S: Tüm bu ihtimallerden daha uzak bi ihtimal de gay olması tabi. O zaman şanslı olurdu yalnız. Eğreti gelinlik yapçak ondan fazla arkadaş tanıyorum. Büyütür, besler, koynuna da alır valla. Ha Ziyagil Korusu gibi büyütemezler ama iki plaza mlaza göstercek kadar imkanlıdır arkadaşlarımız, çok şükür. I've got friends in high places olayı yani.



E.'ciğim senin içindi. Oku da şenel acık.

1 yorum:

snm5e dedi ki...

ekşi sözlük tadındaki entrylerinin hastasıyızzz :D